|  |  | |  | |  Site artık aktif değildir. | |  | |  |
   | |  | | ADO.NET RecordSetimizi Geri İstiyoruz | RecordSetimizi Geri İstiyoruz kampanyası çerçevesinde yaptığım yeni class Bu class sayesinde ADO:NET de, eski ADO.RecordSet hatta DOA.RecordSet kullanır gibi veri okuma, ekleme, silme yapabilirsiniz. DsClass.Aspx Sürüm 3.0 (Eski sürüm : http://www.ufukyayla.com/defter/yorum.aspx?bno=10&kno=73&sk=1&sy=1)
<%@ Page Language="VB" ClassName="DsClass" %> <%@ Import Namespace="System.Data" %> <%@ Import Namespace="System.Data.Common" %> <%@ Import Namespace="System.Data.OleDB" %>
Option Strict Off Option Explicit On
Inherits System.Web.UI.Page
<script runat="server"> Private csConnecitonString As String csConnecitonString ="provider=Microsoft.Jet.OLEDB.4.0;data source=" & VeriTabani Private csSql As String Private Con As New OleDbConnection Private AdX As OleDBDataAdapter Private DsX As New DataSet("tablo") Private CbX As OleDBCommandBuilder Private DrX As DataRow Private ciKS As Integer Private ciSS As Integer Private ciGKN As Integer Private ciGSN As Integer Private ciSKS As Integer Private ciEkleModu As Boolean=False Public Property Kayit() As Integer Get Return ciGKN End Get Set(Value As Integer) ciGKN=Value DrX=DsX.Tables(0).Rows(ciGKN) End Set End Property Public ReadOnly Property KSayisi() As Integer Get Return ciKS End Get End Property Public Property Alan(psAlan As String) As Object Get Return DrX.Item(psAlan) End Get Set(Value As Object) DrX.Item(psAlan)=Value End Set End Property Public Property Sayfa() As Integer Get Return ciGSN End Get Set(Value As Integer) ciGSN=Value End Set End Property Public ReadOnly Property SSayisi() As Integer Get Return ciSS End Get End Property
Public ReadOnly Property SBasi() As Integer Get Return (ciGSN-1)*ciSKS End Get End Property Public ReadOnly Property SSonu() As Integer Get Dim yiSSonu As Integer yiSSonu=SBasi()+ciSKS-1 If yiSSonu>ciKS-1 Then yiSSonu=ciKS-1 Return yiSSonu End Get End Property Public Function Sayfala(piSKS As Integer) As Integer If piSKS=0 Then ciSKS=ciKS Else ciSKS=piSKS If ciKS>0 Then If Fix(ciKS/ciSKS)=ciKS/ciSKS Then ciSS=ciKS/ciSKS Else ciSS=Fix(ciKS/ciSKS)+1 End If Else ciSKS=0 ciSS=0 End If Return ciSS End Function Public Property Sql() As String Get Return csSql End Get Set(Value As String) csSql=Value End Set End Property Public Function Ac(Optional psSql As String="") As Integer If psSql<>"" Then csSql=psSql Con.ConnectionString=csConnecitonString Con.Open() AdX=New OleDBDataAdapter(csSql, Con) CbX=New OleDBCommandBuilder(AdX) AdX.Fill(DsX, "tablo") ciKS=DsX.Tables(0).Rows.Count Sayfala(0) Sayfa=1 If ciKS>0 Then ciGKN=0 Return ciKS End Function Public Sub Kapat() DsX.Reset() AdX.Dispose() Con.Close() Con.Dispose() End Sub Public Sub Ekle() ciEkleModu=True DrX=DsX.Tables(0).NewRow End Sub Public Sub Duzenle() ciEkleModu=False End Sub Public Sub Guncelle() If ciEkleModu Then DsX.Tables(0).Rows.Add(DrX) AdX.Update(DsX,"tablo") Else AdX.Update(DsX,"tablo") End If ciEkleModu=False End Sub Public Sub Sil() DsX.Tables(0).Rows(ciGKN).Delete() AdX.Update(DsX,"tablo") End Sub </script> | 09.05.2005 15:31 ufukyayla | Yirmi üç yorum var |
| |  | |  |
  | |  | | Anneler Günü | Anneler gününü kutluyorum anacığım. Sana hediye olarak Fatihalar yolluyorum. Çenem titriyor bu satırları yazarken, bir tek sen bilirsin ya, ağlamaklı olduğumda hep böyle olur.
Ana seni çok özledim. | 09.05.2005 11:04 ufukyayla | Sekiz yorum var |
| |  | |  |
  | |  | | UfukSZP Dağıtımını Kullananlar | Sitesinde kullanmak üzere UfukSZP'yi seçenleri buraya yazıyorum. Sizde kullanıyorsanız yada bildikleriniz varsa yazın. Hiç kimse bana maille ulaşıp ben kullanıyorum demiyor, ben internette gezinirken rastladım bunlara. | 09.05.2005 10:36 ufukyayla | Yirmi bir yorum var |
| |  | |  |
  | |  | | ASP.NET DataSet ve Sinir Krizleri | Son bir kaç gün içinde işi baya ilerletsemde henüz anlayamadığım çok şey var. Esasında aklımdaki soruların hepsinin çözümlerini bulabilirim ama ADO.NET'e takıldım kaldım. DataSet nesnesinin kullanımı çok zor. ADO.COM (ben böyle diyorum, yani eski ADO) daki RecordSet'e çok alışmıştım, herkes gibi. DataSetin yapısı çok farklı. DataSet içine veriyi aldıktan sonra vt ile bir bağlantısı kalmıyor, birden çok tabloyu yükleyebiliyorsunuz, bunlar rasından ilişkiler kurabiliyorsunuz. Bunlar iyi tarafları. Ama bu verilere erişirken bildik şekilde Oku, sonraki kayda git mantığı işlemiyor. For Each kullanmak gerekiyor. Asıl sorun kaydı düzenleme (edit) ve yeni kayıt ekleme (addnew) de çıkıyor. RecordSetdeki gibi kolay değil. Ayrıca DataSet bir kere açıldıktan sonra Vt ile bağlantısı kalmadığından yaptığınız bu işlemler sonucunda düzenlediğiniz ve eklediğiniz veri DataSetin içinde kalıyor Vt ye yansıtılmıyor. Fazladan sql komutları çalıştırmalısınız. Bana çok saçma geldi. Bunu otomatize etmenin de bir yolu var CommandBuilder nesnesi ile ama yinede ben ADO.NET'in yeni bir teknoloji olması sebebiyle henüz ilkel olduğunu düşünüyorum. | 04.05.2005 08:56 ufukyayla | On iki yorum var |
| |  | |  |
  | |  | | ASP.NET İle İlk Uygulama | Az biraz birşeyler öğrenince ASP.NET ile bir ziyaretçi defteri yaptım. Çok ilkel oldu ama çalışıyor. Bu da benim için herşey demek, gerisi kolay. Hem ayrı sayfalarda hem de codebehind ile tek sayfa kullanarak iki farklı şekilde yaptım. Yani ki ayrı uygulama.
Sitenin İndir kısmında bulabilirsiniz. http://www.ufukyayla.com/indir/dosya.aspx?bno=7
Çalıştırmak için web sunucunuzun kök dizinide net adlı bir dizin açın. Bu dizini IIS'de ayrı bir uygulama olarak belirleyin. Zip dosyasından çıkanları bu dizine koyun.
bin dizininde gerekli dll nin kodu ve derlenmiş hali var. Örnek olması için derlemeyi yapan bat dosyasını da pakete koydum.
Framework versiyonunuza göre derle.bat dosyasının içindeki Path="C:\WINDOWS\Microsoft.NET\Framework\v1.1.4322" satırını düzenlemeniz gerekebilir.
Durumu benden beter olanların aklına birşey takılırsa sorsunlar. İşin ustası arkadaşlardan önerilerini bekliyorum. | 02.05.2005 16:07 ufukyayla | Bir yorum var |
| |  | |  |
  | |  | | Dere Balığı | Dün bi arkadaş sağolsun balık almış, mangalda yapalım yiyelim diye çağırdı. Başlıktan da anlaşıldığı üzere dere balığıydı. Çocukken Beyşehirde (Konyanın bir ilçesidir) yediğim balıklar aklıma geldi. Deniz balıklarını severim, hoş bütün balıkları severim. Ama şöyle yerken dere kokusu, yosun kokusu, çamur kokusu geldimi balıktan çocukluğumu hatırlıyorum, içim bir hoş oluyor.
Tatlı su balığından hoşlanmayan insanlar da var tabii ama en azından alabalık seviyorlardır. Onlara en az 5 kilo çeken sazanları tavsiye ediyorum. Böyle parça parça eti çıkar, kendine has bir tadı vardır. Babaannem genişce bir tepsinin (yöresel adı dığandır) içinde biraz yağ ve salçaya bulayıp, saç ayağı üzerinde odun ateşinde pişirirdi. Birde o balıklardan çıkan yumurtaları bir kenarına kordu ki evdeki çocuklar yemek için kavga ederdi. En büyük torun olduğumdan diğer çocuklar -balık yiyebilir- hale gelene kadar tekelimdeydi.
Bizim köyde balık muhakkak taze olurdu, çoğu zaman canlı alınırdı, yahut kendimiz tutardık. Amcamın getirdiği balıkları arka bahçedeki tulumbanın yalağında yüzdürmeye çalışırdık. Bir de ismini yadetmesem olmaz Şerafettin amca vardı ki uzaktan akrabamız, köyün balıkçısıydı. Bu işe meraklı olduğumdan, babamlarla beraber çay kenarındaki arazilere çalışmaya gittiğimizde oradaki balıkçıları seyretmeye giderdim. Türlü şirinlikler yaparak beleşten balık koparırdım.
Hey gidi günler. | 28.04.2005 08:55 ufukyayla | Yedi yorum var |
| |  | |  |
  | |  | | ASP.NET İlk kod yazma denemesi | Her ne kadar "ASP.NET benim neme gerek, asp ile ne istedimde yapamadım." fikrinde olsam ve hatta "Nerden çıktı şimdi bu .NET be kardeşim COM iyidi. Benim adresimin sonu bile .com" diye yakınsamda, hiç niyetim olmadığı halde galiba can sıkıntısından ASP.NET'e başladım.
ASP.NET öğrenirken yaptıklarımı buraya yazmayı düşünüyorum. Zaten weblog demek web üzerinde günlük tutumak demek. Bakın ne ızdıraplar çekiliyor yeni birşey öğrenirken, yinede kararlıyım bu .neti çözmeye. Ama .net canımı sıkarsa PHP'ye filan atlayabilirim.
Yeni bir teknolojiye alışmaya çalışırken Ziyaretçi Defteri yazmak adetten olduğundan bende öyle yaptım.
Kafamda ilk komutları verdim:
Inherits ASP.Tecrubeleri.BilimumHatalar Inherits ASP.Tecrubeleri.BirYazalim.NasilOlsaCalismaz Inherits ASP.Tecrubeleri.IlkYaptigim.ZiyaretciDefteri Inherits SQL.Tecrubeleri Inherits ADO.Tecrubeleri
ve başladım. (Yukarıda yazdıklarım yanlış olabilir, dedim ya yeni başlıyorum)
ASP.NET ile şöyle kavramlar kafamda yerleşsin diyerek, tekbir ve salavatlar getirerek metin editörümü (EmEditor) açtım.
Yaklaşık 2 saat süren çalışma sonucunda aşağıdaki kodla vt ye ilk kaydımı ekledim.
-------------------------------------------------------------------------- Dim VtSql As String = "insert into tablo(ad, yorum) values(@ad, @yorum)"
Dim VtCon As New System.Data.OleDb.OleDbConnection("provider=Microsoft.Jet.OLEDB.4.0;data source=" & Server.Mappath("/") & "net/veritabani.mdb")
Dim VtCmd As New System.Data.OleDb.OleDbCommand(VtSql, VtCon) VtCmd.Parameters.Add("@ad", ad.Text.ToString) VtCmd.Parameters.Add("@yorum", yorum.Text.ToString) VtCon.Open() VtCmd.ExecuteNonQuery() VtCon.Close() --------------------------------------------------------------------------
Ama hala okuyamadım. DataAdaptor diye diye birşey var. Galiba sorun o. | 27.04.2005 13:44 ufukyayla | On üç yorum var |
| |  | |  |
  | |  | | Abdülezel Paşa | Yunan Harbi Şehidi (1827 - 1897)
1827 senesinde, Konya'nın Hâdim kazasında dünyaya gelen Abdülezel Paşa onaltı yaşında iken er olarak orduya katıldı. Askerlik mesleğine aşıktı. Çok gayretli ve çalışkan olduğu için; otuz yaşlarında subaylığa geçirildi. 1853-56 Kırım harbinde, baştan sona bulundu. 1868 Girid İsyanının bastırılmasında görev aldı. 1872'de Sırbistan ayaklanmalarının bastırılmasında dillere destan kahramanlıklar gösterdi. 1877-78 Osmanlı - Rus harbinde, Plevne muharebelerindeki hizmetlerinden dolayı, Tuğgeneralliğe yükseltildi.
Son muharebesi olan 1897, Yunan harbinde büyük yararlıklar gösterdi. Tugay komutanı olduğu halde, cephenin en ön saflarında çarpışmaya katılıyordu. Türk birliği bastırdıkça, zalim Yunan dayanamıyordu. Yer yer çekilmeye çalışıyordu. Top gülleleri yakınlarına kadar düşmeye başlamıştı. Yardımcı subaylar 'Aman paşam, siz bu kadar ileri çıkmayın. Bir kaza olup, birliğimiz başsız kalmasın' diye yalvarıyorlardı. Paşa ise onlara 'Ey oğul, ecel gelmeden insan ölmez. Ben elli senedir böyle savaştım. Hamdolsun hiç bir şey olmadı. Hep şehid olmayı aradım. Keşke şimdi burada arzuma kavuşabilsem' diyordu. İşte bu Alasonya muharebeleri öncesinde Paşa, Tugay personeline bir konuşma yaptı. Paşa şöyle diyordu: "Askerlerim, yiğitlerim, bize, namusumuza göz diken düşmana haddini bildirmenin şimdi zamanıdır. Bilirsiniz ki hainler korkak olur. Biz üzerlerine yürüyünce kaçacaklardır. Şu gördüğünüz, Papaliva, Tırpan ve Misvaki tepelerinin zaptı, bizim için çok mühimdir. Siz Milona geçidi gibi zor bir engeli aştınız. Bu tepeler size dayanamaz. Cenab-ı Hakk'ın yardımı ile hain düşmanı yenip, sancağı oraya dikmenizi istiyorum. Türkün ve Osmanlının şanını yüceltme zamanıdır. Analarınız sizi bu günler için doğurup büyüttü. Devlet ve millet sizin süngü kuvvetinizle yücelecektir. Ben de sizinle beraber en önde savaşacağım. Sizden son arzum budur ki, eğer bu tepe alınmadan şehid olursam, benim cesedimi şehid olduğum yerde defn etmeyin. Bu tepeyi mutlaka ele geçirin ve benim için o tepe üzerinde bir kabir kazıp oraya defn edin. Şayet, tepeyi ele geçiremezseniz, bırakın cesedimi kurtlar, kuşlar yesin. Sizin dağları aşan hücumlarınıza, böyle tepeler dayanamaz. Allah'ın yardımı Peygamberimizin imdadı bizimledir. Haydi aslanlarım Allah utandırmasın."
Bu konuşma ile artık asker zaptedilemez şekilde çoşku seline kapılmıştır. Şiddetli bir akın başladı. Yunan askeri kaçıyordu. Atı üstündeki Abdülezel Paşa tam alnına, bir kurşun isabeti ile vuruldu. Bir müddet daha atının yelesine yapışarak gitti. Biraz sonra da atından aşağıya yuvarlanarak mertebelerin en yücesine kavuştu. Vasiyet ettiği tepe henüz düşmemişti. Askerler göz yaşı ile bu vaziyeti yerine getirmeye can atıyordu. Nihayet beklenen oldu ve Pürnatepe, Türk kuvvetlerinin eline geçti. Paşalarını büyük bir saygı ve itina ile tepeye defin ettiler.
Bu gün, bu Konyalı paşamızın ismi; güzel İstanbulumuzun Balat semtinde, haliç kıyısında yeşillik bir caddeye verilmiştir. | 11.04.2005 16:31 ufukyayla | Bir yorum var |
| |  | |  |
  | |  | | Gazi Ömer Dede | 1. Dünya Savaşı Gazisi 110 Yaşında
Hayatta kalan son üç gaziden biri... Gençliğinin tam 10 yılını cephelerde geçirmiş. Balkan Harbi, Dumlupınar, Sakarya... Devletten gazi maaşı almayı uzun yıllar reddetmiş, 'devlet yıpranır' diye!.. Aslında ona kalsa yine almayacakmış ama mecbur kalmış. Bir iş için vekalet verdiği arkadaşının onun adına gazi maaşı bağlatıp çektiği ortaya çıkmış.
Onu en çok inciten, gazetelerde çıkan "Gaziler yokluk içinde! Nerede devlet?" haberleri. "Aman kızım böyle şeyler yazmayın. Şimdiki nesil yokluk nedir bilir mi?" diyor, ekliyor: "Şimdi istiklal içinde yaşıyoruz, her şeyimiz var!"
40 yıl önce, kendi deyimiyle 'mal bokuyla' yaptığı evinde bir lokma, bir hırka yaşıyor. Alt kat ahır, üst kat ev... Dik mi dik tahta merdivenleri çıkarken zorlanıyor. Gerçi ben bile zorlanıyorum aramızdaki 70 yaşa rağmen! Merdivenlerden birinde soluklanırken, "Gençlik hep kalacak sanıyor insan. Düşünemedim bu günleri" diyor.
Savaşta kedi yedik!! Çorum'a bağlı Çatkara köyünde yaşıyor Ömer Küyük. Tam 110 yaşında. 8 çocuğundan tam 125 torunu var. Neredeyse bir köy nüfusu yaratmış Ömer Dede. Oğulları ve gelinleriyle yaşıyor şimdi. Ama misafiri özlüyor. Gideceğimizden habersiz, "Yolda birileri var hazırlık yapın" demiş gelinine. 72'lik gelin en sevdiği sarmalardan yapmış. Bir de her sabah kahvaltı niyetine yediği cızbız etlerden... Ömer Dede, tüm diyetisyenlere inat etle besleniyor, tereyağından başka yağ tanımıyor... Bal, kaymak, pekmez, turşu, yoğurt sofrasından eksik olmuyor...
Yer sofrasına kuruluyoruz hep birlikte. Ömer Dede, sarmadan ikişer ikişer yutuyor. Etlerden de... Ağzında tek diş kalmamış. "Damağım diş gibi sertleşti artık. Ondan böyle rahat yemem" diyor.
Ne bağdaş kurarken zorlanıyor, ne de kalkarken!.. Beş kaşık şekerli çayını yudumlarken, "Hiçbir şey zarar vermez bana elhamdülillah. Et olsa iyidir. Ama ne bulsam yerim!" diyor. Anlaması zor değil. Balkan Harbi, İstiklal Savaşı, cumhuriyetin ilk yılları... Hep kıtlıklarla büyümüş bir neslin son fertlerinden o...
"Hey kızım, heyy!.. Yıllarca hayvan yemi fiğ ile karın doyurduk biz. Cephede kuru ekmek bulduk mu bayram ederdik. İstiklal Savaşı'nı aç susuz kazandık. Öyle günler oldu ki kedi bile yedik."
"Yapma Ömer Dede, gerçekten kedi de yedin mi?" diye soruyorum yüzümde acı bir ifadeyle. "Aslında ben yetişemedim. Ama yetişsem yerdim. Açlık bu, insana her şeyi yaptırıyor" diyor. Sonra çok kızmış arkadaşlarına kediden pay ayırmadılar diye... "Kediyi nereden bulduklarını sordum. Atatürk'ün kedisini çaldık' dediler. Benimle dalga geçtiler" diyor, 85 yıl öncesine gidip ağız dolusu gülüyor...
Camış gibi adamım şimdikiler çerden çöpten Ömer Dede, doğuştan avcı... Savaşta da avcı gibi savaşmış... Siste, pusta düşmanın izini hep bulmuş... Bir kez vurulmuş, kendi deyimiyle attığı her kurşun bir gavuru devirmiş! "Hiç acımadın mı dede?" diyorum. Garip garip bakıyor yüzüme: "Ne acıyacağım? Gavura acınır mı hiç!" diyor. Kolay mı? Yedi düvele kafa tutmuş bir kuşak, kolay olmuyor unutması... Hâlâ onun için hepsi gavur.İşte bu yüzden yabancı gazetelerden, televizyonlardan gelen röportaj önerilerini elinin tersiyle itiyor.
Artık avlanamıyor Ömer Dede... Ama eline çifteyi aldı mı, 50 yaş gençleşiyor. Gözlerinin feri canlanıyor. "Hey, heyy! Camış gibi adamdım. Şimdiki nesil cılız... Çerden çöpten" diyor, asılıyor tetiğe... Her atışta biraz daha canlanıyor!
Aslında yaşına göre hâlâ camış gibi. Her ay bir davarı kestiriyor. Belden aşağısı onun, üstü çocukların... Neden mi? Ömer Dede, eti öyle seviyor ki, butları kimseye kaptırmıyor. Kahvaltıda et, öğlen et, akşam et! Peki bu kadar ete para yetiyor mu? Evelallah! Üç ayda 600 kayme maaş var. Bir de İstanbullu hayırsever bir karı'nın her ay gönderdiği 300 milyon... "Allah'a şükür!" diyor. Daha bir şey istemiyor, "İşte. Bak devlet ev yapacağız dedi yapmadı. Evin suyu bile yok. Dereden taşıyoruz" diyen yakınlarına kızıyor. "Biz fiğ yemiş adamlarız. Bir kuru ekmekle de yaşarız. Sapasağlam adamım. Devlet de sapasağlam, güçlü olmalı" diye tersliyor. Ömer Dede'ye bir daha niye evlenmedin diye sordum: İşte cevabı: TOSUN ÖLDÜ! Peki hiç mi derdi yok Ömer Dede'nin? Bir-iki tane var... Kulakları eskisi gibi işitmiyor. Gözleri de çok iyi seçmiyor... 75 yıllık evlilikten sonra Ayşe Nine'yi de uğurlamış! "Ayşe Nine'yle iyi miydin? Mutlu oldun mu?" diyorum. "Hey, heyy!" diye başlıyor anlatmaya: "8 çocuğumuz oldu. 75 yıl yaşadık onunla..."
"İyi kadın mıydı?" diyorum. "Olmaz mı?" diyor, "Hiç harama kuşak çözmedim. Ondan başkasına bakmadım. Hey heyy..."
"Niye evlenmedin bir daha?" diye soruyorum ağır işiten kulağına yanaşıp bağırarak. Önüne bakıyor... Israr ediyorum. Biraz sinirli, "Tosun öldü" diyor. "Kim, kim?" diyorum saf saf... "Tosun işte tosun! Tosun öldü!" Sonunda aptallığımı anlıyorum... Ama o belki de içini dökecek birini bulmanın rahatlığıyla başlıyor anlatmaya: "Arıyı da yitirdim, karıyı da! Ben de karıya döndüm artık. Bir daha evlenmek neyime?"
Ömer Dede, hâlâ yitirmediği kıvrak zekası ve tatlı diliyle böyle anlatıyor gönül hayatını... Biz gülüyoruz, gülüyoruz...
Peki 110 yıllık bir hayattan nasıl bir ders çıkar? Bir asrın özetini bir cümleye sığdırıyor Ömer Küyük: "Bir ölüme gücü yetmiyor insanın. Gerisinden korkma kızım."
- Dedeciğim bu kadar uzun nasıl yaşadın? Hamdolsun, muhabbetle yaşadım. Valisi, kaymakamı evden eksik olmazdı. Şimdi de gelen olur ama az... Ekmeği yerik, muhabbet ederik, yatsalar iyi ama yatmasalar da selavat getirir yollarık.
- Yaşlılıkta muhabbet daha çok aranıyor değil mi? Hey, heyy! Her akşam namaz kılar, dua eder, öyle yatarım. İstiklal Savaşı'nda bir gece pusuya düşürdüler bizi... 6 arkadaşım şehit oldu. Şimdi hep geceleri gelirler karşıma. Sonra kaybolur giderler.
- (Gelini 'Sizin geleceğiniz de malum oldu dedeye' diyor.) Öyle mi dedeciğim? Böyle ortalık sapsarı oluyor. 'Birileri geliyor ama kim geliyor bilmiyorum' diyorum. Sizin geleceğinizi de evden çıktığınız gibi bildim. 'Yemeği hazırlayın yolda birileri var' dedim.
- Çok yokluk çektin mi dedeciğim? Hey, heyy! Fiğ var ya fiğ... Hani inekler yiyor. Onu yedik. Çok kıtlık yaşadık, çook...
- Peki şimdi nasıl geçiniyorsun? Allah'a şükür, 3 ayda 600 kayme maaş alıyorum. İstanbul'da bir karı var, nereden duyduysa duymuş. O da bana para yollatıyor...
- Kim o hanım dede? Adı neydi yitirdim... Yoksullar için para toplayıp dağıtıyor. Allah razı olsun ondan. Çok dua ediyorum ona...
- Bir isteğin var mı bizden? Sapasağlamım Allah'a şükür. Daha ne istiyeyim?
- Devletin verdiği maaş az değil mi? Daha çok olsun istemez misin? Az olsa ne yapacağız! Allah devlete millete zeval vermesin.
- Gelini: Merdiveni çıkamıyorum. Ev istiyorum desene... (Sinirleniyor) Yok, yok. Hiçbir şeye ihtiyacım yok. Para pazardan eve gelmeden bitiyor ama bugünümüze şükür. Fazlasını istemem... Oğlu: Babam yıllarca gazi maaşı bile almadı. 'Baba maaşını çıkart' derdim. 'O bana haram. Devlet yıpranır' derdi. Almak istemezdi. Ama bir arkadaşına vekalet vermiş bir iş için... O da, maaşı bağlatmış. Birkaç kere çekmiş. Birikmiş parayı falan da almış... Bir gün bankadan çağırdılar. Banka müdürü dedi ki, "Dede sana bir şart koşuyorum. Bu adam ne aldıysa aldı şimdiye kadar. Bundan sonra senden başkasına vermem." Kendine kalsa maaşı da bağlatmayacaktı yani...
Bugün senin ve silah arkadaşların sayesinde gülebiliyoruz. Hem güldürdün, hem ağlattın bizi Ömer Dede.
Kaynak: Vatan Gazetesi | 11.04.2005 16:24 ufukyayla | Bir yorum var |
| |  | |  |
  | |  | | UyeDurum Hatası | Bana maille ulaşanlar aşağıdaki hatanın oluştuğunu söylüyorlar.
Hata;
Hata Tipi: Microsoft VBScript çalışma hatası (0x800A000D) Tür uyumsuz: 'UyeDurum' /ufuk/genel/kalip.asp, line 33
Sebebi;
UfukSZP yi kök dizininde değilde başka bir dizin içinde çalıştırmayı denemek
Çözümü;
Sadece global.asa dosyasını kök dizine koyup deneyin. Çalışmazsa UfukSZP'nin tamamını kök dizinine koyun. | 02.04.2005 11:54 ufukyayla | Otuz sekiz yorum var |
| |  | |  |
 |